Ormanın Gizemli Fısıltıları
Bu korku hikayesi, Selim ve Arda’nın ormanda karşılaştıkları gizemli kulübenin sırrını ve orada duydukları fısıltıları keşfetme macerasını anlatıyor. Gerilim ve cesaret dolu bu hikaye, çocuklara korkunun üstesinden gelmenin önemini gösteriyor.

Bir zamanlar, bir köyün kenarındaki orman hakkında kimsenin bilmediği tuhaf söylentiler vardı. Köyde yaşayan Selim ve arkadaşı Arda, meraklarına yenik düşerek bir gece ormanda gezintiye çıkmaya karar verdiler. Herkes, ormanın iç kısımlarında, eski bir kulübenin bulunduğunu ve bu kulübenin geceleri fısıltılarla dolduğunu söylerdi.
Gece yarısı, ellerinde fenerleriyle ormana girdiler. Ağaçların arasından geçerken, soğuk bir rüzgar esti ve yapraklar hışırtılar çıkararak onları takip ediyormuş gibi görünüyordu. Bir süre yürüdükten sonra eski, yıkık dökük bir kulübeye ulaştılar. Fener ışıklarını kulübenin penceresinden içeri tuttuklarında, duvarlarda karanlık ve karmaşık çizimler gördüler. Bu çizimler, garip sembollerle doluydu ve sanki onları gözlüyormuş gibi görünüyordu.
Selim, kulübenin kapısını aralamak üzereyken içeriden gelen ince bir fısıltı duyuldu: “Geri dön ya da sırrımı sakla…” Bu sözler kulaklarında yankılanırken, Arda ve Selim korkuyla gerilediler. Arda, ormanın soğuk havasında kalplerinin hızla çarptığını hissediyordu. İçeride ne olduğunu bilmek istiyorlardı ama fısıltılar, onları adeta geri dönmeye zorluyordu.
Sonunda korkularına yenik düşerek kulübeden uzaklaşmaya başladılar. Geri dönerken, Selim, elindeki fenerin içinde eski bir anahtar buldu. Bu anahtar, köydeki bir başka sırrı açacak gibi görünüyordu. O geceyi asla unutmadılar ve bu anahtarı bir daha ne zaman kullanmaları gerektiğini bilmiyorlardı.
O günden sonra, Selim ve Arda için orman sadece ağaçlardan ibaret değildi; aynı zamanda saklı sırlar ve gizemlerle dolu, geri dönmeye cesaret edemedikleri bir yer olarak kalmıştı.